mardinmardin.net | Taşın ve İnancın Şiiri...

Dünyanın renkleri Mardin'de buluştu - Ayça Örer
Tarih: 25.08.2008 Saat: 01:45
Konu:


Mardin Kızıltepe Yoldere Köyü sakinleri, uzun zamandır görmedikleri kadar çok insanı gördü, belki hiç duymadıkları dilleri duydu. Bu insanları, dünyanın farklı diyarlarından gelip, sıcağın 40 dereceye vardığı bu köyde buluşturan, Toplum Gönülleri Vakfı’nın köy okulu yenileme etkinliğiydi.

Mardin’in Kızıltepe ilçesinin Yoldere Köyü bir haftadır çok hareketli. Polonya, Azerbaycan, İtalya, Fransa, Belarus, Bulgaristan, Portekiz ve Moldova’dan gelen misafirlerini ağırlayan ilçenin sakinleri hem tanımadıkları bu kültürleri tanıma hem de kendilerini onlara anlatma telaşında. Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın Garanti Emeklilik sponsorluğuyla Van ve Edirne’de gerçekleştirdiği projenin son ayağı Mardin’di. DRUM Ritm Ekibi’nin de katıldığı etkinlik karşılıklı bir öğrenme sürecine tanıklık etti.

Programa Garanti Emeklilik Genel Müdürü Erhan Adalı, TOG Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Betil, DRUM Genel Müdürü Zeynep Dereli katıldı.

HALAYLA BOYA YANYANA • 1958 yılında köylülerin girişimiyle yapılan iki derslikli Yoldere Köyü İlköğretim Okulu’nun ilköğretim sınıflarını karşılayacak kadar dersliği yok, sıraları eski, kitapları okunmaktan harap. 20 gönüllü, belki derslikleri çoğaltamadı, kitaplara yenilerini ekleyemedi ama sıraları da, okulun artık sıvaları dökülmüş duvarlarını da boyadı, çocukların elinden tutarak bu işe katılmalarını sağladı.

Okulun öğrencileri ilk kez gelenleri karşılamak için kurulan çadır alanına girdikleri zaman tedirgindi, uzaktan ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı ama bu çekingenlik kısa zamanda dağıldı. Gelen misafirler de ilk şaşkınlıklarını atınca, çocuklara “Niye ayakkabını giymiyorsun, niye kardeşine vuruyorsun, niye bize yardım etmiyorsun” demeyi bıraktı. Mardin Gençlik Evi’nden TOG gönüllüsü gençlere destek veren Ahmet ve Erhan yalnızca onların çocuklarla iletişim kurmasını sağlamakla kalmadı, yöresel bir halay olan “Şemame”yi öğrenmelerini de sağladılar. Gerçi İtalya’dan gelen Joseph “iki ön iki arka” diye öğrenmeye çalıştığı halayı müziğe uyduramadı ama teorik başarısı mükemmeldi.

TERÖR YOKMUŞ GÖRDÜM • Alanda gençlere teybimizi uzattığımızda her biri heyecan ve şaşkınlık dolu konuşuyordu. Bu heyecan çok uzaklarında düşündükleri bir şehirde, Mardin’de bulunmanın heyecanı değildi tek başına, gördükleri medeniyet, kültür karşısında da şaşkındılar.

Etkinliğe Portekiz’den katılan Johanna “Kültürlerarası diyalogun gençler aracılığıyla şekillendiğini düşünüyorum” derken, sonraki projelere katılma isteğinin altını çiziyordu. Yalnızca Mardin’i değil, Hasankeyf’i de görmüştü ve hem meyve ağaçlarından hem yerleşimin altından akıp giden nehrin sesinden etkilenmişti. Johanna’nın tek sıkıntısı, açık tenli olduğu için bir türlü dayanamadığı Mardin sıcağı. Zaten konuşurken de elinde güneş kremi vardı.

20 yaşındaki Pelin Candemir İTÜ İşletme Mühendisliği öğrencisi. Gönüllüsü olduğu TOG’a, “Farklı kültürleri tanımak, görmek gibi” bir derdi olduğu için girmiş. “Mardin’e başka türlü turistik amaçlı belki gelirdim” diyor. Katılımcılarla konuştuğunda, “Buraya gelmeye korkardım, burası terör bölgesi” diyenlere de rastlamış, “Önyargılarımı kırdım” diyenlere de. Kendisinin de önyargıları olduğunu ifade ediyor. Burada karşılaştığı manzaraysa, fırsat eşitsizliğinin ağır yüzü. “Bize turist gözüyle bakılıyor” diyen Doğa Ergin, 19 yaşında Marmara Eczacılık öğrencisi. İlk kez Mardin’de bir kiliseye giden Doğa, artık Hıristiyanlara farklı gözle baktığını ekliyor.

GELECEĞİMİZ GÜZEL OLSUN • Kız çocukları “yabancıları” görünce hemen kaçışır, olmadı yüzlerini tişörtlerinin ardına saklarken, erkek çocukları konuşmaya daha hevesli. Altıncı sınıfa giden Vedat, bu okulda okuyor. Daha da okumak istiyor ama sonrasından emin değil. Yanında 4 yaşındaki kız kardeşi Rojin var ve ona, ısrarlara rağmen ayakkabılarını giymediği için kızgın. “Rojin yüzünden bizi fakir sandılar” diye söyleniyor ve ekliyor “ama ayakkabısı olmayan da çoktur.”

Konuşmaya güç bela ikna olan 5. sınıf öğrencisi Mihriban ve 6. sınıf öğrencisi Selina, mesleklerine karar vermişler. Mihriban çocuk doktoru, Selina Türkçe ya da Matematik Öğretmeni olma isteğinde. Tercihleri farklıysa da gerekçesi ortak, “Çocukların geleceğinin güzel olması”. Aynı sınıfta üçüncü dördüncü sınıflarla okumaktan şikayetçiler. Bazılarının dersi anlamadığını söylüyor Mihriban. Dışarıya çıkartılan kitaplara bakıp, “Bunlar eskidi yenisi olsa keşke” diye sitem ediyor.

Başka kızların konuşması için ön ayak olmaya çalışsalar da çabaları umutsuz. Kızlar bir kelime söyleseler, ikincisini söylemeye yanaşmıyor.

DRUM Ekibinin perküsyon aletlerini çıkarmasıyla ortalık şenlik yerine dönüyor. Aletleri merak eden, çalmaya çalışan çocuklardan başını alamayan Atakan ve Erhan, her birine deneme sözü verse de ilgiyi karşılamakta güçlük çekiyor. Onlar çalıyor çocuklar bakıyor. En sonunda bu tek taraflı eğlenceden sıkılan çocuklardan biri sabahtan beri bir boşalan bir dolan su bidonlarından birini kapıp başlıyor çalmaya.

Akşam üstü okulun dış cephesi bitti, ziyaret sonlandı. 20 kişilik grupsa, bir hafta daha orada çalışacak. Bize de bu geziden etkinlik panosuna takılmış 5. sınıf öğrencisi Halime’nin şiiri kaldı: Aylar yıllar tez geçer / Vaktinde eken biçer / Cahil kalanı kim takar /Okursan sözün geçer.

Taraf Gazetesi 23-08-2008 Ayça Örer





Bu haberin geldigi yer: mardinmardin.net | Taşın ve İnancın Şiiri...
http://www.mardinmardin.net

Bu haber icin adres:
http://www.mardinmardin.net/modules.php?name=News&file=article&sid=93