mardinmardin.net | Taşın ve İnancın Şiiri...

Bir Yıl Aradan Sonra... - İ. Mısırlıoğlu
Tarih: 28.12.2007 Saat: 06:32
Konu: İlhami Mısırlıoğlu


İlk gittiğimde Mardin Müzesi'nde personel sorunları yaşanıyordu, tek ana caddesi korkunç bir karmaşaya kurban gitmişti... Her tarafta kablolar, tabelalar, direkler, kötü kaldırımlar, herkesin kafasına göre boyadığı evler ve binalar... Mardin kötü biçilmiş renkli bir köylü fistanı gibiydi. Türkiye'nin en büyük hemşeri derneği Marev'in şimdi pırıl pırıl işleyen İstanbul'daki genel merkezi henüz kaba inşaatını bitirmişti... Mardin'deki Telekom Binası kötü ve aykırı rengini koruyordu... Cercis Konağı yeni açılmıştı... Bilen dışında otel yoktu... Mardin tur programlarına yeni yeni giriyordu... Kasımiye Medresesi'nin anahtarını hala yakındaki birinin evinden alıp içine öyle girmekteydik... Şimdi ise Medrese, aynı zamanda rehberlik yapan turizm polislerinin gözetiminde...

2001'de yazdığım yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. Çünkü yazıda, süreç içinde Mardin'in nereden nereye geldiğinin ipuçları gizli...

8-9 Haziran 2001’de Yerel Tarih Grupları Projesi’nin toplantısı için bir yıllık aradan sonra yine Mardin’deydim. Geçen yıl Mayıs ayında Tarih Vakfı’nın gezisi -ki Mardin’e yapılan ilk organize geziydi- vesilesiyle Mardin’e gitmiş, aynı günlerde Mardin Müzesi’nde bir fotoğraf sergisinin açılışını yapmıştık. Aradan geçen süre sonundaki gelişmeler, Mardin’in bir çok açıdan kendini toparlamaya başladığının göstergeleri gibiydi...

Mardin’e gitmeden kısa bir süre önce katıldığım bir sosyal tesis ön-açılışı kimi yeniliklerin bir çeşit habercisiydi. Mardinliler Eğitim ve Kültür Vakfı Marev'in Kozyatağı'nda yaptırdığı kültürel, sportif amaçlı sosyal tesisleri gerek büyüklük gerekse kullanım amaçları açısından ülkemizde bir ilki temsil ediyordu.. Düğünlerin de taziyelerin de yapılacağı yer olarak bu tesisler, içinde konferans salonlarını, tenis alanlarını ve büyük bir restoranı barındırıyordu (ki burayı şimdilerde Sahan çalıştırıyor). Tesisler, hemşeri derneklerinin gelişimi açısından bir yeniliğin habercisiydi. Katkısı olan istanbul'daki Mardinlilerin ve Mardin dostlarının (ünlü iş adamları, millevekilleri, Bakırköy ve Kadıköy belediye başkanları ve Mardin’den gelen kimi temsilciler) hemen hepsi oradaydı. Kaba inşaatı tamamlanmış tesisin yeni bir hamleyle Aralık ayında bitirilmesi planlanmış. Gelinen noktayı tüm Mardin dostlarıyla paylaşmayı ve bir sonraki adım için yeni katkıları özendirmeyi amaçlayan toplantıda, Vakıf olarak kendilerine armağan ettiğimiz büyük ebatta çerçeveli bir Mardin fotoğrafını (şimdi o fotoğraf Marev Başkanı Fehmi Tahincioğlu'nun odasında) henüz bitmemiş binanın görünür bir yerine asan Marev’li dostlarımızla, tesisin tamamlanması sonrasındaki işbirliği perspektifi üstüne sohbet olanağı da bulduk.

Kafam bu toplantının izlenimleriyle ve İstanbul’da yakın gelecekte kurulacak “Mardin Tarih Dostları” grubu ile ilgili hazırlıklarla dolu olarak, Diyarbakır üstünden Mardin’e geçtim.

Kentte ilk gözüme çarpan değişiklik Bilen Hotel’in ikinci bölümünün tamamlanmış inşaatı ve artık berbat bir maviyle boyalı olmayan Telekom binasıydı. Geceyi geçireceğimiz Mardin Öğretmen Evi de bir yıl içinde hizmete açılmış yerlerdendi ve tertemiz odaları şimdiden doluydu. Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’ndan bir yetkiliyle Belediye binasındaki odalarında bir görüşme yaptık. Gelecekte işbirliği imkanları ve bir tarih-coğrafya odasıyla, vinil üstüne yapılacak bir Mardin haritasında çocukları eğlendirerek eğitme projesi üstünde durduk (destekçi bulunamadığı için bu projeyi ne yazık ki yapamadık). Çocukları böylece çevreleriyle ilgili ve bilgili kılabilecektik. Gelişimizden haberdar olan ve TEGV’in Mardin temsilciliğini yapan belediye başkanı Abdülkadir Tutaşi ile yaptığımız görüşmede kendisi bu proje yanında, Müze önüne koyacağımız büyük Mardin haritası, onun üstünde işaretleyeceğimiz 100 tarihi nokta ve bu noktalara koyacağımız tarih panoları projelerimize de değişik biçimlerde destek vaad etti (bu proje de ne yazık ki destekçi engeline takıldı). Bizimle birlikte olan ve “Adım Adım Mardin” rehber kitabının (ne güzeldir ki kimi farklılıklarla da olsa, bu rehber kitap 2007'de yayınlanabildi) yazarı Çiğdem Maner’e, ulaşım ve diğer konularda yardım sözü verdi.

Geçen gelişimizde bekçi ve diğer kimi kadro eksikleri bahanesiyle kapalı tutulan Mardin Müzesi için ilgili yerlere mektuplar yazmış ve imza toplamıştık. Müze müdürü ile yaptığımız görüşmede öğrendik ki bir süredir müze artık gezmek isteyen çok sayıdaki yerli ve yabancı turiste hizmet verebiliyordu. Müze girişindeki küçük satış yerinde Tarih Vakfı kitapları da satılıyordu. Gelişme, kültürümüz adına, Mardin adına sevindiriciydi.

Akşam Öğretmen Evi’nde Mardin Yerel Tarih Grubundan arkadaşlarla toplanarak yapacağımız yerel projeleri konuştuk, çalışmanın önünün açılmasıyla ilgili noktaları tartıştık. İTÜ’nün, hazırlamakta olduğumuz rehber kitabımızın da bir parçası olduğu “Mardin Kentsel Rehabilitasyon Projesi”nin olumlu ilerleyişi üstüne Prof. Dr. Atilla Yücel ve arkadaşlarından bilgi aldık.

Daha sonra Dilmener Konağı’nın, özgün Mardin yemeklerinin de sunulacağı bir restoran olarak düzenlenmesinin açılışına katıldık. Vali, Belediye Başkanı ve Yerel Tarih Grubu temsilcilerimizin de katıldığı yemek, Mardin üzerine yeni projelerin değişik düzeylerde konuşulduğu bir ortam yarattı.

Yerel Tarih Grupları sorumlumuz Funda Çelebi’yi ve rehber kitabın yazarı arkadaşımız arkeolog Çiğdem Maner’i bir süreliğine daha Mardin’de bırakarak yoğun geçen bir günün ardından ertesi gün, kafamda Mardin üzerine umutlar, yepyeni projeler ve evde bıraktığım henüz ikibuçuk aylık ikiz kızlarımın hayali uçuşurken İstanbul’a döndüm.

İlhami Mısırlıoğlu
11/06/2001





Bu haberin geldigi yer: mardinmardin.net | Taşın ve İnancın Şiiri...
http://www.mardinmardin.net

Bu haber icin adres:
http://www.mardinmardin.net/modules.php?name=News&file=article&sid=62