İçeri Buyrun
· Ana Sayfa
· Eleştiri - Öneri
· Foto Galeri
· Haber Ekle
· Hesabınız
· Konular
· Kısa Yollar
· Mardin Sözlüğü
· Misafir Defteri
· Search
· İçerik
Okumadan Girme
·Sitemiz Hakkında
·İlkelerimiz
·Künyemiz
Kardeş Siteler

Haber Başlıkları
Piyasa Verileri
Şu an bu bloğun içeriği yok.
Yazarlar

Mardin muhtemelen Türkiye'nin en güzel kenti...

Gönderen: editor - 06.07.2007 Saat: 16:11
Konu: Haluk Koçoğlu
Haluk Koçoğlu

Nişanyan’lar “Küçük Oteller Kitabı”nda Mardin’den “Mardin muhtemelen Türkiye’nin en güzel kenti…” diye söz ediyorlar. İnandık geldik, ayrılamadık kaldık. İki seneye yakın bir süredir İstanbul kentinin hoyratlığından yılmış birkaç arkadaşımızla birlikte, burada, Mardin’de yaşıyoruz. Kimimiz sosyal projelerde çalışıyor, kimimiz kitabını yazıyor, ben senaryolarımla uğraşıyorum. Zaman yavaş akıyor. İyiyiz. “Muhtemelen” burada kalmaya devam edeceğiz.

Mardin’i Türkiye’nin en güzel kenti yapan özelliklerden biri, hiç şüphesiz uçsuz bucaksız Kuzey Mezopotamya Ovası’na tepeden bakıyor oluşu. Ova, havanın durumuna göre, farklı oyunlar sergileyen bir kedi yavrusu kıvraklığında, şekilden şekle giriyor. Bulutlu günlerde, ovadaki yağmuru, şimşekleri, yıldırımları bir fen dersleri atölyesindeymişçesine şehirden izleyebilirsiniz. Güneş, hep sürprizler sunarak doğar ve batar. Beklemelisiniz. Gün doğumu bir mekik oyası kıvraklığında bulutları işler. Beklediğinize değer. Günbatımında ise Kasımiye Medresesi’nde olmakta fayda var. Anlatılamaz. Görmek gerek.

Büyük uygarlıklar, büyük dinler, büyük efsaneler işte bu ovanın biraz daha aşağısında bir yerlerde doğdu. Büyük Tufan buralarda oldu. Nuh, gemisini yakınlardaki bir dağın üzerine demirledi. Uçurduğu kuş belki de bir Mardin güverciniydi. Bütün bunları daha çocukken ninesinden duymuş olan Sin-lege-unninni* belki burada, seyrettiğimiz yerden ovayı seyrederek, o Her Şeyi Görmüş Olan’ın, Gılgamış’ın hikâyesini yazdı. İçine Nuh Tufanı’nı ekledi. Okuyanlar beğendi. Yazılanlar çoğaltıldı, farklı kentlere yollandı. Tarih yaklaşık olarak M.Ö. 2000 idi. Bu toprak tabletlerin çoğu geçen binlerce yıl içinde toz oldu. Araştırmacılar sonunda biri Filistin’de Uruk’ta, diğeri Anadolu’da Hitit başkenti Hattuşaş’ta bozulmamış iki tam takım, Her Şeyi Görmüş Olan’ın, hikâyesini buldular. Islak kum üzerinde dolaşmış kuş izlerine benzer şekillerle bezeli 12’şer adet tabletin okunuşunu uzmanlar çözdü. Biz de 3000 yıl sonra okuduk, beğendik.

“Okuryazarlığa Geçiş Dönemi” , Kentlerin en eski dönemleri işte şu ovanın aşağısında bir yerlerde yaşandı. Asur, Sümer, Babil, Akad, medeniyetlerinin keşfi, sırlarının çözümü, aşağılarda bir yerlerde gerçekleşti. Yüksek bir yerden ufka bakarak bunları söyleyebileceğiz bir yer belki “iki nehir arası ülkesi”dir.

Bir diğeri ise Mardin’dir. Ovanın sonsuzluğuna baktığınızda içinizden tekrarlayabilirsiniz: Burada duruyorum ve başlangıca bakıyorum…

Mardin Tarihinden

Mardin’in ilk dönem tarihi hakkında tevatür muhteliftir. Mardin de yaşayan Süryanilere göre kentin kuruluşu Sümerlere dayanmaktadır. Hammer tarihine göre Pers Hükümdarı Ardeşir Marde islimli bir kavmi bu bölgeye yerleştirmiştir. Vakidi’ ye göre gününü ibadetle geçiren adı Din olan İranlı zahidiyi, Heraklius’un gönderdiği bir komutan öldürür ve bir kale yaptırır. Din öldü anlamına gelen Mate Din zaman içinde Mardin’e dönüşür. Bu efsanelerin dışında Mardin ismi geçen ilk yazılı belge M.S. 4 yy.a aittir. Bizanslı Tarihçi Ammianus Marcellinus, Amid (Diyarbakır) ile Nisibi (Nusaybin) yolu üzerinde Maride (Mardin) ve Lorne Kaleleri arasından geçtiğini yazar.

Mardin’in içinde bulunduğu bölgeye Huriler, Asur, Babil Krallıkları, Persler, Büyük İskender, Emeviler, sonra Artukoğulları, Akkoyunlular, Osmanlılar gelirler ve egemenlik kurarlar.

Şehir dokusu ve mimari özelikleri Mardin kentini benzersiz kılan özelliklerden diğeridir. Mardin’de çeşitli Hıristiyan topluluklarına ve mezheplerine ait çok sayıda erken tarihli kilise ve manastır bulunmaktadır. Cumhuriyet meydanında, Mardin Müzesi olarak kullanılmakta olan Eski Katolik Süryani Patrikhane Binası taş işçiliği ve mimarisi ile öne çıkmaktadır. Mardin’e 4 kilometre uzaklıktaki 5. yüzyılda inşa edilmiş Deyrulzafaran Manastırı da mimari ve dini açıdan önemli bir merkezdir.

Artukoğulları, Akkoyunlular, yaptırdıkları medreseler, mescitler, hamamlar, camiler ile şehir yapı dokusuna Türk-İslam kimliği eklemişlerdir. Kasımiye Medresesi, Zinciriye Medresesi, Ulu Camii, Şehidiye Medresesi ve Camii, Mimarileri ve taş işçilikleri ile öne çıkarlar. Kız Meslek Lisesi, Eski Hükümet Konağı, Cumhuriyet Dönemi mimarisi örnekleri olarak sayılabilirler.

Süryani Ev Şarapları

Süryaniler tarihlerini Nuh peygamberin Sam, Ham ve Yafes isimli 3 oğlundan, Sam’a dayandırırlar. Gerçekten de M.S. 38 yılında Urfa ve çevresinde egemen olan Abgar Krallığı döneminde putperestliği terk ederek, Hıristiyanlığı kabul eden Suriyeli Aramiler Süryani ismini almışlardır. Yani üç aşağı beş yukarı Süryani kimlikleri ile en az 2000 yıldır buradalar. Yine bir o kadar zamandır bu bölgede üzüm üretip şarap yapıyorlar.

Süryani Şarapları ev şaraplarıdır. Berrak olmayabilirler, bazıları hafif tortulu olabilirler, ama ağızda yoğun bir burukluk hissi veren, bazen hafif tatlımsı, bazen mahleple aromalandırılmış şaraplardır ve benim çocukluğumun kitaplarında okuyup hayal ettiğim şarap tadına kesinlikle uyarlar.

Mardin’de eskiden üzüm çeşidi bolmuş. 30–40 çeşit üzümden söz ediliyor. Geçen sene pazara gelen üzüm çeşitlerini saymalarını istediğimde dükkân sahipleri, Mezruna, Karfuki, Zeyti, Kerkuşi, Vardeni, İmrennek, Hatun Parmağı, Öküzgözü, Sudaki, Kargagagası, Çalkarası, Boğazkere dediler, bir de Siyah Üzüm’ü eklediler, arkasını getiremediler. Demek zaman içinde bazı üzüm çeşitleri yok olmuş.

Şarap yapan Süryani tanıdıklarım yapım işlemini şöyle anlattılar:

Toplanan üzümler salkımlarından ayrılır, ayıklanır, yıkanır, ezilir.

Süzülen üzüm suyu içine üzümün posası atılarak iki gün bekletilir.

Buna masarasyon işlemi denir. Böylelikle hem üzüm suyunun kırmızı rengini alması sağlanır, hem de gövde verilir, üzümün kokusu, burukluğu, rahiyası suyuna geçer.

Son sıkma işlemi yapılır, üzüm kabuklarıyla birlikte tekrar sıkılır, üzüm suyu bakır kaplarda süzülerek iki gün bekletilir.

Sonra sızdırmazlık özelliği kazanmış toprak kaplarda, küplerde toplanır.

Bunların ağızları özel bir işlemden geçirilmiş toprakla sıvanır, kapatılır, toprağa gömülür. Toprakta 45 – 60 gün bekletilen küp çıkartılır. İçindeki üzüm suyu artık şaraptır, şişelenir.

Mardin'de ev şarabı yapan başlıca Süryani aileleri:

Gabriel Oktay Çilli, kendisi kuyumcu, babası Eski Mardinspor takımının ünlü futbolcusu, babaannesi Nasıra Teyze atadan kalma yazma baskı işlerinin emektarı. Gabriel Oktay’ın dükkânı Medrese Mahallesi’nde Zinciriye Medresesi hizasında 1. caddede. Telefonu 0482 212 18 70 e.posta:gabrielcilli@hotmail.com

İsa Akyüz, kuyumculuk yapıyor ayrıca kilise korosunu çalıştırıyor. Babası Gabriel Akyüz Süryani Cemaati’nin önde gelenlerinden. Kırklar kilisesi rahibi. Mardin ve Süryaniler üzerine çok sayıda kitabı var. Şarabı evde İsa Akyüz’ün eşi Feride Hanım yapıyor. İsa Akyüz’ün Dükkânı Cumhuriyet Meydanına gelmeden biraz önce Kırklar Kilisesi sokağının karşısında. Telefonu: 0482 213 43 13

Gabi Yerli de kuyumculuk yapıyor. Gabi’nin babası Suphi Usta telkari gümüş sanatının Mardin’deki eski ustalarından, Gabi şarabı annesi Belma Hanım ile birlikte yapıyor. Suphi usta ve Belma Hanım ayrıca Mardin’deki çeşitli sosyal projelerde çalışıyorlar.

Gabi’nin dükkânı, Cumhuriyet Meydanında, telefonu, 0482 212 79 79 e-posta: asuri47@hotmail.com

*Piyotr Micholowski';den aktaran Danny P. Jackson

Kaynakça:

Füsun E. Alioğlu; Mardin Şehir Dokusu ve Evler, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, İstanbul, 2003.

Henry Frankfort; Uygarlığın Doğuşu, V Yayınları, İmge Kitabevi, Ankara, 1989.

Jean Bottero/Marie-Joseph Steve; Evvel Zaman İçinde Mezopotamya, Yapı Kredı Yayınları,İstanbul,2004.

Dany P. Jackson; Gılgamış Destanı, Arkadaş Yayınevi, Ankara, 2005.

Sevan ve Müjde Nişanyan; Ankara’nın Doğusundaki Türkiye; Boyut Yayın Grubu, İstanbul,2006.

Latif Öztürkatalay; Mardin ve Mardinliler, Kendi yayını, 1995.

 
İlgili Bağlantılar
· Daha fazla Haluk Koçoğlu
· Haber gönderen editor


En çok okunan haber: Haluk Koçoğlu:
Mardin muhtemelen Türkiye'nin en güzel kenti...

Haber Puanlama
Ortalama Puan: 4
Toplam Oy: 4

Çok İyi

Lütfen bu haberi puanlamak için bir saniyenizi ayırın:

Mükemmel
Çok İyi
İyi
İdare Eder
Kötü

Seçenekler

 Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa

"Mardin muhtemelen Türkiye'nin en güzel kenti..." | Hesap Aç/Yarat | 0 yorum
Yorumlar yazarlarına aittir. İçeriklerinden biz sorumlu tutulamayız.

Anonim kullanıcı yorum yazamaz, lütfen kayıt olun
© 2007 mardinmardin.net